Kayıtlar

Ocak, 2019 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

BİR KİTAP BİR ALINTI-6 (SUR KENTİ HİKAYELERİ - ALİ AYÇİL)

Resim
"Kırbaç, zaten yola geleceklere sadece bahane" (...) Tayın derisinde kocaman yaralar açan kırbaç, bir türlü ruhuna sirayet etmiyor; tam tersine ruhu yara alan, Behram'ın çırağı oluyordu. Düşmanının iradesi her kırbaçta daha bir gürbüzleşirken, onun iradesi gittikçe zayıflıyor, gururu ölüyor, neredeyse at onun terbiyecisine dönüşüyordu. (...) Çırakla tay arasındaki inatlaşma tam yedi gün sürdü. (...) Seyis Bayram, yedinci günün sonunda gelip, bedeni ölmüş atla gururu ölmüş çırağının arasına oturdu. Ve ona dedi ki: Yılkıdan üç türlü at gelir. Bazı atlar, daha diğer atlara vurulan kırbacın sesini duyduklarında terk ederler huysuzluklarını; ruhlarıyla derileri arasında bir mesafe yoktur. Bazı atlar ise, kırbacın açtığı yarayla ruhları arasında gider gelirler, yara açıldıkça ruhları ile derileri arasında gider gelirler, yara açıldıkça ruhları ile derileri arasındaki mesafe kapanıverir. Kan ruhlarına damlayınca teslim ederler kendilerini. Bazı atlar da var ki, her kırbaçt

8- GÜNAH KEÇİSİ / CHARLİE CAMPBELL

Resim
“Önce, suçlama vardı. Âdem Havva’yı suçladı, Havva yılanı. Hareketlerimizin sorumluluğunu kabul etmeyi reddetmek bizim ilk günahımız. Bu cennet bahçelerinden kovulmamızın ve acı çekmemizin sebebi. İyi de bunu neden yapıyoruz? Aslında suçlama oyununun hiçbir anlamı yok. Bu, sadece suçluluk duygumuzu başka yere yönlendirmek ve sorumluluk almaktan kurtulmak için geliştirdiğimiz bir sistem. Lakin bu sisteme fazla yüklendik; görünen o ki hiçbir şey bizim suçumuz değil. Her zaman suçladığımız gibi suçluyor; işler yolunda gitmediğinde azınlık ve marjinal grupları hedef gösteriyoruz. (...) Sorunumuz ne olursa olsun, çözümü olmasa bile, her zaman bir sorumlusu vardır.  Marx kapitalist sistemi suçladı, Dawkins dini. Freud bunların hepsinin seksten kaynaklandığını düşündü. Larkin ailelerimizi suçladı, Atkins ise patatesi. Muhammed Al Fayed hâlâ Prens Philip’in suçlu olduğuna inanıyor. (…) Bir zamanlar kaderi ya da Tanrı’yı suçluyorduk, şimdiyse genlerimiz ve yetişme şeklimiz suçlu. (…) Yaptıkla