MESAFELERİN AYAZINDA ÜŞÜDÜM
Telefonla yapılan
sohbetimizden anlıyorum ki, arkadaşımla çıktığımız hayat yolculuğunda tercih ettiğimiz araçlar değişmişse de, birbirimizden habersiz aynı limanlarda
gemiler bağlamışız meğer.
Sözleriyle belli etmedi, ancak çok acı yaşanmıştır evinde. Aynı mekânda olamayınca, acısını gözlerinde
göremiyorum. Gözlerinde göremeyince de telefonun sesinden onu hissedip, yükünü
alamıyorum. İsterdim ki arkadaşımın zor gününü paylaşayım, yüküne ortak olayım
da, bu yükten kurtulmak için beraber bir çıkış yolu bulalım.
Bir kaç ay sonra, telefonuma gelen bir mesajla o güzel yavrunun öldüğünün haberini aldım.
&&&
Paylaşılmaya, yaşamaya değer
çok güzel günler oluyor. Lakin, her şey yolunda giderken, kimseye ihtiyacımızın kalmadığını sandığımız bir anda, öyle zor günler yaşarız ki onca kalabalık
arasından, “sabır deyip bu da geçer yahu” diyecek müşfik bir sese, uzatılan samimi bir ele, derdimizi
dert bilen içten bir kalbe hasret kalırız. Bu zor günlerde kendi tercihlerimizle kurduğumuz hayat içinde yalnız mücadele ederiz.
Bolluk ve sağlık dönemlerinde insanın etrafından iyi gün dostları eksik olmazken, zor vakitlere yalnız kalmak hayatın gerçekleri altında kabullenilir oluyor. İlk imtihanda nehrin ötesine geçebilecek dostların azalacağı, cevabı bilinen ancak çözülmeyi bekleyen en zor soru olarak önümüzde duruyor artık.
&&&
Belki akrabalığı dedesinden daha yakın değildi, ancak Hamit abisiyle aynı şehirde yaşanmışlıkları, ortak anıları hikâyeleri olmuştu. Bu yüzden, “Baba” diyordu küçük Sena,
daha kendisi doğmadan vefat eden dedesinin mezarı başında dua ederken; “Yanlış anlamazsan sana bir şey söylemek
istiyorum. İnan ki, hiç görmediğim dedemi çok seviyor, onu göremediğim için
üzülüyor, özlüyorum. Ancak, Hamit abinin ölümü aklıma gelince ağlıyorum. Onu tanıyor, onunla birlikte vakit geçiriyordum ...”.
Kırılgan ve korunaksız kaldığımız günlerin ortasında mesafelerin ayazında üşüyoruz.
Kıymeti çoğu defa ihmal edilse de, bağların koparılmadığı hısım akrabanın, ailenin ve gerçek dostların varlığı, sevgi ve desteğiyle insan kendisini daha emniyette ve güçlü hissediyor. Ben bunu yaşarken tecrübe ediyorum. Bu yüzden, bu insanlarla bir şekilde irtibatın koparılmamasına, bir araya gelecek vesilelerin çoğaltılmasına özen gösterilmesinin gerekliliğine inanıyorum.
Başka bir yazıda görüşmek üzere hoşça kalın.
Resim Kaynak: https://www.pexels.com/photo/road-in-between-trees-730505/
&&&
Bir yerlerden duymuştum. Sühreverdi, dostluğun şartlarını anlatırken şöyle dermiş; "Ayrılıktan şiddetle kaçınmak, birlikte olmaya ısrarla devam etmek gerek"
Yirmili yaşlarımda “dostlarla illaki aynı mekanlarda olmaya ihtiyacımız yok, farklı mekanlarda da olsak biz bize yeteriz” zannederdim. Bu temiz duygunun hayat sınavının hazırlık aşamasında yaşayan bir gencin masum hayalleri olduğunu zamanla tecrübe ettim.
Seven insanların yaşadığı şehirler arasındaki mesafe kabullenilince, bu defa insanın insana olan mesafesi artıyor. İnsanın insana olan mesafesi artınca direncimiz kırılıyor, en ufak bir esintide yıkılıyoruz. Kıymeti çoğu defa ihmal edilse de, bağların koparılmadığı hısım akrabanın, ailenin ve gerçek dostların varlığı, sevgi ve desteğiyle insan kendisini daha emniyette ve güçlü hissediyor. Ben bunu yaşarken tecrübe ediyorum. Bu yüzden, bu insanlarla bir şekilde irtibatın koparılmamasına, bir araya gelecek vesilelerin çoğaltılmasına özen gösterilmesinin gerekliliğine inanıyorum.
Başka bir yazıda görüşmek üzere hoşça kalın.
YUNİS ELMAS
Resim Kaynak: https://www.pexels.com/photo/road-in-between-trees-730505/
"Mesafelerin ayazında üüşüyoruz" ne de güzel söylemişsin. Maalesef çağımızın ve özellikle de metropollerin kaçınılmaz kaderi haline geldi bu iletişimsizlik sorunu. Yüreğine sağlık :))
YanıtlaSilİletişim çağında iletişim sorunu yaşıyoruz. İşin kötü yanı ise bu bir sorun ve çoğu kimse bu sorunun açtığı tahribatın farkında değil. Beğeniniz ve yorumunuz için teşekkür ediyorum.
SilBaşlık harika yazı harika.Yurtdisinda yasayan biri olarak yazin bana çok dokundu..
YanıtlaSilYüreğine sağlık
Beğeniniz ve yorumunuz için teşekkür ederim. Gerçek gurbeti yurt dışında olanlar yaşıyor. Allah insanın insana olan mesafesinden korusun.
SilYüreğinize sağlık ... İletişim için aslında her türlü kolaylik cagindayiz ancak nasılsın demeyi dahi çok görüyoruz kimi zaman ...
YanıtlaSilGerçekten de öyle. Şöyle geriye doğru bakıyorum da, samimi bir şekilde, alacağımız cevap karşısında bir sorumluk hissetmeye hazır bir şekilde, en yakınındaki arkadaşlarından gerçekten "nasılsın" demeyeli ve duymayalı çok olmuş. Yorumunuz için teşekkür ediyorum.
Silİçtenlik ve samimiyet insanlarda artık zor bulunan özelliklerden oldu. Bulduğumuzda kıymetini bilip bağları koparmamak gerekiyor.
YanıtlaSilYazınızı okurken kendi dostlarımı ve davranışlarımı gözden geçirdim sayenizde teşekkürler.
Bir zamanlar Ekmek Teknesi diye bir dizi vardı. Bu dizide Gamsız Celal, Nusret Baba'ya "İrtibatı koparmayalım" diyordu. Her halükarda yanınızda olacak dostlarınızla irtibatı koparmayın derim. Yorumunuz için teşekkür ediyorum.
SilNe güzel yazmışsınız, kıymet bilmek lazım ; çoğu zaman unutsak da :)
YanıtlaSilBeğeniniz ve yorumunuz için teşekkür ediyorum. Evet, kıymet bilmek ve mümkün olduğunda unutmamak lazım.
Silsühreverdi sözü ne kadar güzelmiş , doğru diyorsunuz ama artık iletişim yok iletişim araçları var
YanıtlaSilMaalesef, bu iletişim araçları sağladığı kolaylık nispetinde görünmez, camdan duvarlarla daha büyük mesafeler açıyor insanlar arasında. Sühreverdinin bu sözü beni çok etkiler. Yorumunuz için teşekkürler.
SilMemleket hasreti erken düşmüş bu defa. Korkarım gelecek nesiller bugünden çok daha fazla üşüyecekler. (GT)
YanıtlaSilEvet, memleket hasreti erken düştü bu defa. Gelecek nesiller konusunda bende karamsarım maalesef.
SilHarika ve dokunaklı bir yazı. Kaleminize ve yüreğinize sağlık.
YanıtlaSilBeğeniniz ve yorumunuz için teşekkür ediyorum.
SilGüzel yazı, özellikle başlığı çok sevdim. Elinize sağlık:)
YanıtlaSilBeğeniniz ve yorumunuz için teşekkür ederim.
SilAslında mesafeler falan yok ,asıl var olan kendi içimizde yarattığımız mesafeler !Maalesef uzun yıllardır yüreklerimiz buzul tuttu bence! Beynimiz uyuşturuldu sanki ! Aynı şehirde bile uzağız sevdiklerimize...Oysaki öğrencilik yıllarında yurt ta kalırken Beytepe den Kızılay postahesine sabah erkenden gelip Tokat Resadiye deki evimizn telefonunu yazdirip aksama kadar beklemek bile yüregime ne güzel heyecan verirdi. Bir şehirden bir şehire bir dostu görmeye gitmek cep telefonları yokken ne kadar iyi gelirdi ruhumuza...Oysaki şimdi aynı şehirdeyiz bir coğuyla belki ama aylarca haberleşmiyoruz! Çok meşgulüz çok! An gelir birden gidersek uğrayamadı kusura bakmayın meşguldü dersiniz !!!))
YanıtlaSil"... uğrayamadı kusura bakmayın meşguldü dersiniz" İnsanların, ilişkilerimizin bu hale gelmesi hem çok ağır hem çok üzücü ...
SilGüzel yorumun ve katkın için teşekkür ediyorum. Herkes öyle meşgul ki, kimse neye ne için meşgul olduğunun, bu hengamede neyi kaybettiğinin farkında değil.
YanıtlaSilAradaki mesafeler engel olmaktan çıksa da kişsel olarak koyduğumuz mesafeleri aşmak kabil olmuyor bazen . Aslında en yanında olunması gerekenlerden uzak hissediyoruz kendimizi , menfaat dünyasında çıkarsız ilişki aramaktan yorgun düşüp , yalnızlığı tercih ediyoruz. İsnanlara dert anlatmaktansa kitaplara sığınıyoruz...
YanıtlaSilKişisel mesafelerin aşılması gerçekten çok zor. Menfaatin dünyasında yorgun düşenlerin son mevzisi kitaplara kaçmak oluyor. Yorumunuz uzun için teşekkürler.
SilDuygusallığını okurken bana aktardın sevgili yazar. Hayat her zaman istediğim gibi gitmiyor ama onu da özel kılan bu değil mi :). Sevgiler
YanıtlaSilHayatımızı özel kılan sebep konusunda haklısınız. Yorumunuz için teşekkür ederim.
SilMaalesef sağlıklıyken elimizdekilerin değerini bilmiyoruz. Elimizden gittiğinde ah vah tüh ediyoruz. Çocuğa çok üzüldüm. Allah mekanını Cennet eylesin.
YanıtlaSilKitaplara Kaçanları ziyaret ettiğiniz için teşekkür ederim. Bu hep oluyor maalesef, gidene kadar, kaybedene kadar elimizdekilerin güzelliğini görmüyor, değerini bilmiyoruz. Amin inşallah.
Sil