15- FAHİM BEY VE BİZ / ABDÜLHAK ŞİNASİ HİSAR
Abdülhak Şinasi Hisar’ın “Fahim Bey ve Biz” adlı romanı, Fahim Bey’in yakın arkadaşının oğlu tarafından anlatılmaktadır.
Fahim Bey'in hayata karşı tutum ve tercihleri günlerdir yakamı bırakmadı.
Kabullendiğim birçok şeyi eşeleyip, rahatsız etmeye devam ediyor beni.
Yıllardır kendisinden haber almayı bekliyordum. Kitabın baskısı yoktu. Özellikle
eğitim hayatım ve mesleki tercihim üzerindeki tesirinin, beni geç kalmış
sorgulamaların dipsiz kuyusuna iteceğini bilsem, tanışmamayı tercih
ederdim. Roman içine serpiştirilen deneme niteliğindeki tahliller kitaba ve yazarına hayran bıraktı beni.
***
İlk sayfalarda, gazetede çıkan ölüm ilanıyla haberimiz oluyor Fahim Bey’den.
Yine ölüm ilanından, onun II. Meşrutiyet’ten önce birkaç günlüğüne de olsa
maslahatgüzarlık yapmış olduğunu ve bunun hayatı üzerinde önemli etkisi
olduğunu öğreniyoruz.
Bursa eşrafından yaşlı birinin oğlu olan Fahim Bey, Galatasaray Mekteb-i
Sultanisi'nden mezun olunca, “Hariciye gireceğim, maaşa geçeceğim, kendime
bir ev tutarak size hayır dua edeceğim” diyerek babasına söz verir,
ancak maaşa geçmek kolay olmadığından Babıali’ye kadrosuz, maaşsız fahri memur
olarak gidip gelmeye başlar. Babasına mahcup olmamak için büyükçe bir konak
kiralar. Odaları boş olan bu konakta keman çalıp şarkılar söyler. Küçük bir ev
senin neyine yetmez diyenlere, memlekette bizim mevkiimize pek ehemmiyet
verirler, benim burada nasıl yaşadığımı görenler gidip babama da söyler,
ihtiyarlık vaktinde gönlü hoş olsun, bir gün olur bütün borçlarımı öderim
diyerek izahatta bulunur.
O yıllarda iyi maaşa geçmek, terfi etmek iltimasa bakar. Kimseden ricada
bulunmak âdeti olmayan Fahim Bey, tanıdıklarından güler yüz iltifat görse de
hiçbiri elinden tutup maaş alacağı bir işe yerleştirmez.
Bir zaman sonra pek cüzi bir maaş bağlanınca ilk işi babasına dolgun bir
maaşa geçtiğini yazmak olur. Babası, tedavi için İstanbul’a geldiğinde
oğlunun gösterişli konağını görünce gurur duyar, ancak kaldırıldığı hastanede
ameliyattan kalkamaz ve ölür. Fahim bey, babasının ölümünden sonra kendisine
kalan mirasla konak için yaptığı masrafların ancak bir kısmını ödeyebilir.
Fahim Bey, Londra sefâretinde üçüncü kâtipliğe tayini çıkınca öyle
hayallere kapılır ki, memuriyetine yaraşır giyime sahip olmak hevesiyle
Londra’nın en ünlü terzisine sandık dolusu elbise diktirir. Fahim Bey'i
yıllarca borca sokan bu elbiseler, zamanla onun hayatına hükmeder. Ömrünün sonuna
kadar bu elbiseleri ters yüz ettire ettire giyinmek zorunda kalır.
Fahim Bey, aldığı eğim ve kültürlü kişiliği ile paşa ve zengin konaklarınca
tercih edilen damat adaylarından biri olsa da, zengin bir aileye iç güveyi
gitmektense, Saffet adında kimsesiz bir hanımla evlenmeyi tercih eder. Eşine
karşı sorumlu ve sadık eş olarak evlilik hayatını sürdürür.
Fahim Bey, “Meşruiyetin ikinci ilanıyla başlamış “teşebbüs-i şahsî”
modasının devam ettiği, o vakte kadar devlet kapısına bağlanıp bir maaşla
geçinmeyi dileyen bir çoklarının bu havaya uydukları ve artık refahlarını
devlet kapılarının dışında aramaya heves ettikleri zamanlardan” çok
evvel heves ettiği “teşebbüs-i şahsî” alemine ilk girenlerden olmak ister. Bursa
ovasında pamuk yetiştiriciliği yapma hayaline kapılır. Kuracağı iş için
sermayedar bulma ümidiyle Hariciye’den ayrılır. “Muvakkaten, işim
düzelinceye karar” deyip cüzi bir maaşla Tercüme Kalemine girer. Para
sıkıntısı çekince keşke Hariciye’ye avdet etsenizde konsolosluğa tayin
edilseniz diyenlere, bu işe layık görülmesinden hayli müteessir görünerek “Ben
kimseden memuriyet talebinde bulunmadım” cevabıyla tepki verir.
Fahim Bey, işle ilgili planlarını anlattığı kimseler tarafından hayal
düşkünü olarak görüldüğünden beklediği desteği bulamaz. Kendisini
içinde ömrünü çürüttüğü idarehanelerin tabii fertlerinden biri addetmediğinden,
Tercüme Kaleminde çalışmayı kendisine layık görmez. Kısa bir süre sonra
hayallerinin peşinden gidebilmek için bu işinden de ayrılır ve bir yazıhane
kiralar.
Yazıhanesinde kimsenin gelmeyeceğine emin olduğu uzun saatlerde, ancak
kendi kafasında kurulmuş olan proje aşamasındaki işini güya hakikaten
işliyormuş gibi idare etmek oyununa kapılır. Tuttuğu bir çok defteri açtı mı
derhal muhakemesinin bağlarından ve yoksul hayatının dertlerinden kurtularak
muhayyel, fakat mesut bir alemde yaşar. Bağımlılık yaptığı hayali işle ilgili
yazışmalar nedeniyle bir yığın dosya ve defter yazıhanenin raflarını doldurur.
Hayali şirket adına dosyalar düzenler, hayalî müşterilerle yazışmalar yapıp
siparişler alır, bu siparişlere cevaplar yazar.
Bu hayal aleminde yazıhanenin kirasını ödeyemeyecek duruma düşünce, küçük
düşmek ve kimseye görünmek istemediğinden yazıhanedeki eşyalarını bir
akrabasına tahliye ettirirken, hayalî dosyalar ve yazışmaların hikâyesinden
herkesin haberi olur ve Fahim Bey’in cinnet getirmiş olduğuna hükmedilir.
Fahim Bey daha sonra çaresiz yeni kurulan resmî bir dairede yine mütercim
olarak çalışmaya mecbur kalır. İhtiyarlamış olan Fahim Bey, artık kimsenin
dinlemediği duymadığı teranesini kendi kendisine tekrar edip durur. Pamuk
işiyle ilgili imtiyaz meselesinin suya düşmediğini, hükümetin kendisine destek
vereceğini söyleye söyleye, bir ömür boyu tahakkuk etmeyen işiyle ilgili
ümitlerini hâlâ kaybetmemiş bir olarak, hayal ülkesinde kendine göre mesut bir
şekilde hayata veda eder.
“Fahim Bey, halden ziyade istikbalde yaşayan bir adamdı. Bunun için değil
mi ki, dışardan bakanlara her şeyden mahrum ve bahtsız görünürken o, tok hatta
gına içinde, hakikatin değil de hayalin ülkesinde kendine göre mesut
olabiliyordu”
***
Fahim Bey, batı kültürüne yatkın olsa da, geleneklerine de bağlı olması
nedeniyle onu edebiyatımızın yanlış batılılaşmaya örnek tiplerinden Felatün Bey
ve Bihruz Bey’den ayırmakta onlar gibi yerilmemektedir. “Fahim Bey ve Biz”
romanı ile ilgili biraz araştırma yapmak isteyenler, bu eserin yazım ve
içeriği, doğu batı kültür çatışması, bireyin tercihlerinin toplumsal normlar
karşısındaki durumu, hayaller ve gerçek yaşam arasındaki tercih gerilimi,
çocukluktan yaşlılığa kadar geçen zaman içindeki insanın duygu ve düşünce
dünyasındaki değişimler, girişimcilik ruhu ve bunu gerçekleştirmek için sahip
olunması gerekli imkânlara ulaşabilme gibi önemli meseleler hakkında edebiyat,
psikoloji, sosyoloji ve iktisat alanlarında birçok teze konu olduğunu
göreceklerdir.
Bu derin mevzular benim kapasitemi aşar.
“Kendisini gören herkesin türlü türlü bulduğu, başka başka bildiği Fahim
Bey”, üzerimde niye bu kadar tesir etti onu da başka bir yazıya
bırakalım artık.
Yunis ELMAS
Merhaba Yunis Bey, Fehim Bey tarihin tozlu doyalarında kalmış eski bir roman karakteri gibi görünse de günümüzde ona benzer pek çok karakerle karşılaşmak mümkün aslında. Hayal dünyasını akılcı, tutarlı ve sebatkar bir çalışma disiplini ile birleştirse belki de müthiş başarılara imza atacaktı. Eğer öyle bir sonla bitseydi bu kadar dramatik bir şekilde hafızlarda iz bırakır mıydı o da ayrı bir tartışma konusu. Eseri çok güzel analiz etmişsiniz. Emeğinize yüreğinize sağlık :))
YanıtlaSilTeşekkür ederim. Fahimbey, hayalini kurduğu iş ile ilgili destek bulabilseydi sonu böyle mi olurdu bilemiyorum. Destek bulsa, gerçeklikten bu kadar kopup kendi kurduğu hayal alemine kaçmak zorunda almazdı. Maalesef, ülkemiz yetenekleri ve karakterlerine uygun olmayan işlerde çalışmak zorunda kalan insanlarla dolu. Bunlardan biri de ben olduğum içindir ki Fahim Bey'e hiç bir şey diyemedim.
Silhımm saol bunu okuycam en kısa zamanda :) bu tür eski romanları kaçırmam hiç :)
YanıtlaSilBu romanı da kaçırmayın derim.
Sililklerimizden biri olarak çok önemli eserlerden biri, anımsamak çok hoş oldu, teşekkür ederim.
YanıtlaSilYazarın diğer iki romanını da okuyacağım. Kitaplara kaçtığınız için teşekkürker.
SilYine çok güzel bir kitap analizi 👏🏻👏🏻👏🏻 emeğinize sağlık.
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim.
SilBu kitabı okumadım. Türk edebiyatında daha çok okuma yapmam lazım.
YanıtlaSilÇok uzun zamandır baskısı yoktu. Bu değerli eserin okuyucuyla yeniden buluşması çok iyi oldu. Umarım siz de en kısa zamanda okursunuz.
SilYorumu okuyunca bu eseri de okumam gerektiğini anladım. Türk Edebiyatına biraz daha ağırlık vermem gerekiyor sanırım,yorumunuza sağlık
YanıtlaSilEdebiyatımızın önemli eserlerinden biri. Okuyun, pişman olmazsınız. Yorumunuz için teşekkürler.
SilAldım listeme merak ettim :)
YanıtlaSilBeğenerek okuyacağınız bir kitap olsun.
SilTürk Edebiyatındaki okuduğum yazarlar bir elin parmağını geçmez keşke lisede elimize yabancı yazarları tutturacaklarına ülkemizin değerli yazarlarını tuttursalardı. Ne yazık ki bu kitabı yalnızca edebiyat sınavındaki sorulardan hatırlıyorum sizde görmesem kim bilir karşıma bir daha ne zaman çıkardı. Çok üzücü ama okumadım....
YanıtlaSilYorumunuz için teşekkür ederim. Peyami Safa ve Ahmet Hamdi Tanpınar'ı saymazsak bende yıllarca edebiyatımızın çok değerli eserlerinden uzak kaldım. Şimdi çok keyifle ve beğenerek bir çok eseri okumaya çalışıyorum. Fahim Bey ve Biz de bu eserlerden biri oldu. Okursanız pişman olmazsınız.
SilMerhabalar
YanıtlaSilBlog yazınızdan sonra kitabı aldım ve bu gün itibariyle elime geçti. Karton kapak olarak sipariş ettiğim kitabı elime alınca şaşırdım. Kitap standart boyutlardan küçük ve sayfaları beyaz. Zahiresi üzdü. Umarım içerik olarak güldürür. :) Teşekkürler...
Kitabın boyutları ilk önce benimde pek hoşuma gitmemişti, ancak okudukça alıştım. Yazarın diğer iki romanını da aldım hemen. Yayınevi bugünlerde normal kitap boy baskı da yayınladı. Şİmde keşke biraz bekleseydim diyorum. :)
SilBen Fahim Bey ve Biz'i çok uzun zamandır bekliyordum ve okuyunca da çok sevdim. İnşallah sizinde okuma serüveninizde izler bırakır.
Okuduktan sonra da yorumununuz iletmenizi bekliyorum.
Bitmesin diye azar azar okuduğum, okurken lezzet aldığım ve dönemin ruhunu yansıtması bakımından değerli bulduğum bir kitap...
SilBeğenmiş olmanıza çok sevindim
SilMaalesef günümüz de kimsenin işinden memnun olmaması durumu gibi bu hayalleri iş hayatında birçok kişiden duymuştum. Kendi işinin hayalî, ticaret !bana nedense kendi işimin olması hep korkutucu gelmiştir. Patron ve hak yemeği hep yanyana koyanlardanım sanırım. Kitabı sayenizde çok merak ettim. Okuması da kısmet olur inşallah (:
YanıtlaSilBeğenerek okuyacağınız bir kitap olur umarım. (Mesleki anlamda) hayalleri ile gerçekler arasındaki gerilime maruz kalanları ayrıca etkileyecektir sanırım.
Sil