OKUDUĞUM KİTAPLAR (NİSAN 2019)
DÜŞÜNCE/DENEME
MUTSUZ OLMAK: BİR YÜREKLENDİRME, WILHELM SCHMID
İletişim Yayınları, 92 SayfaHİSSEDİLEN ZAMAN, MARC WITTMANN
Metis Yayınları, 155 Sayfa
ROMAN/HİKÂYE/ANLATI
HIZLANDIKÇA AZALIYORUM, KJERSTI SKOMSVOLD
Jaguar Kitap, 132 Sayfa
MEMLEKET HİKÂYELERİ, REFİK HALİD KARAY
İnkılap Kitapevi, 276 Sayfa
KİTAPLAR HAKKINDA KISA KISA
Wılhelm SHMID, Mutsuz
Olmak: Bir Yüreklendirme adlı kitabında; mutluluğun ödev haline getirilmesine, tüketim ve başarı odaklı
mutluluk anlayışının pazarlanarak dayatılmasına karşı çıkıyor. Mutlu olmak zorundasın, yoksa hayatın yaşamaya değmez şeklinde nakşedilen bir norm karşısında mutsuz insanın kendisini suçlamaya başlayacağı, mutlu hayatın icaplarıyla başa çıkamadığında kendinde bir eksiklik bulacağını, mutluluk diktatörlüğü tehdidinin, mutsuz olmaya pek alan bırakmadığını söylüyor. Her insanın mutlu
olduğu kadar mutsuz da olabileceğini, bunun yaşamın
doğal bir süreci olduğunun kabullenilmesi gerektiğini, aksi durumda, kesintisiz
mutluluk beklentisinin yaşanan ilk sıkıntıda insanları melankolinin,
depresyonun kucağına atacağını belirtiyor. Gerçek mutluluğun, maddi
kaynaklardan elde edilenden çok manevi olarak hissedebildiklerimizle mümkün
olacağını, birçok ülkede insanlar için
mutluluk hayatta kalabilmek iken, anlam yoksunluğu içinde kesintisiz bir
mutluluk arayışına girmenin büyük bir hayal kırıklığı yaratacağını söylüyor. Zaten
kısacık olan bu kitabı beğenerek okudum.
Marc WITTMANN’ın Hissedilen Zaman adlı
kitabında, zamanın kişiden kişiye, içinde bulunulan değişik duygu hallerine, beklentilere ve yaşa göre uzun yada kısa
hissedileceğini bilimsel veriler ve araştırmalar yardımıyla örneklendiriyor. Yazar, “Bir kişinin zamanı yoksa, kendisini de kaybetmiş demektir.
Gündelik faaliyetlerin dayattığı zorunluluklar yüzünden dikkatimiz dağıldığında
artık kendimizin farkında olmayız. Boş vakitlerimizde oradan oraya koşar ve
planlanan tek bir aktiviteyi bile kaçırmazsak pek çok deneyim biriktiririz. Ama
kendimize asla sakinleşme izni vermeyip hemen bir sonraki faaliyete başlarsak,
kendimizi çılgın bir koşturmaca içinde kaybetmemiz tehlikesi doğar (S,111)” diyor. Fikirlerini
önemsediğim birçok yazar tarafından bu kitabın önerildiğini görünce büyük bir
merakla almıştım. Ancak, kitabın zaman kavramını yoğun bir şekilde bilimsel araştırmalar ve
deneysel yöntemler üzerinden örneklendirilerek anlatması bana fazla teknik geldi ve bu yüzden pek ilgimi çekmedi. Bazı sayfalarını
atlayarak okuduğum bu kitabın özellikle psikoloji okuyanlar için faydalı
olacağını düşünüyorum.
Kjersti SKOMSVOD’a ait Hızlandıkça
Azalıyorum adlı kitabın başlığına ve kapak resmine bakınca
koşuşturmaca içinde hiçbir yere yetişemeyen, hız ve haz odaklı bir yaşam içinde
ömür tüketen insanların hikâyesini okuyacağımı düşünmüştüm. Öyle olmadı.
Kitabın ana karakteri, aynı zamanda anlatıcısı Mathea, yaşlı ve yalnız
bir kadın. Sıkıca kapatılmış bir kavanozun kapağını açamayacak
kadar yalnız ve yaşlı. Yalnızlık tüm hayatı boyunca onun kaderi olmuş.
Eşi Epsilon’dan başka onu fark eden biri yok denilebilir. Fark edilmemek dış
kaynaklı değil, kendi tedirginlikleri ve tercihinin sonucu. Bir market
alışverişinde bile kasiyere bir şeyler sormaktan, insanlarla iletişim kurmaktan
çekiniyor. En basit bir cümleyi bile ince eleyip sık dokuduktan sonra dile
dökebiliyor. Toplum içinde görünmez biri olduğunu düşünüyor. Ölüm korkusu onu
çok tedirgin ettiğinden, bu duygusundan kurtulmak için ilginç yollara başvuruyor.
Norveç edebiyatında, günümüz
insanının içine düştüğü yalnızlık, şehirden kaçış (Doppler kitabı) temalı
kitaplara sık rastlanır oldu son yıllarda. Bu tarz konular da her zaman ilgimi çeker. Ancak,
hakkında birçok övgü okuduğum bu kitabı okumakta zorlandım diyebilirim.
Kitap şüphesiz hakkında yazılan övgüleri hak ediyordur. Buna bir itirazım yok.
Kurgu ve üslup olarak bana hitap etmedi diyelim.
Kirpi lakaplı, dönemin muhalif yazarı,
ömrünün büyük bir bölümünü sürgünde geçirmiş Refik Halid Karay, Türkçeyi çok iyi kullanan ve Türk Edebiyatına önemli eserler kazandırmış bir
yazarımız. Memleket Hikâyeleri 18
farklı hikayeden oluşuyor ve ilk kez 1919 yılında yayımlanmış. Bu dönemde
yaşayan Anadolu halkının içine düştüğü ahlaki düşüş ve yozlaşmayı
hikâyelerine konu edinmiş. Genel olarak, toplum düzenin bozulduğu ve devletin
kurumlarının asıl işlevini yerine getiremez halini aldığı dönemlerde, meydanın
geleneksel değerlerini yitirmiş, helal haram korkusuna duyarsızlaşmış, kutsal
değerleri çözülmüş, kendi ihtirasının, arzu ve heveslerinin peşinden koşan insanların
tekeline kalıyor. Memleket Hikayelerinde de, istisnaları olmakla birlikte,
kasabanın namusuna bekçi olmuş ancak ilk fırsatta günaha meyilli kasaba halkı, fahişelik yapan ve yapmak zorunda kalan düşkün kadınlar, nefsani arzuları ve
ihtirasları nedeniyle yoldan çıkan jandarma komutanı, kaymakam gibi amirler,
namuslu ve dindar geçinen alim ve ulema kişiler baskın karakterler olarak
karşımıza çıkıyor. Okurken sıkıldığım, hatta rahatsız olduğum hikâyeler olsa da, özellikle
“Şeftali Bahçeleri” ve “Hakkı Sükut” ile birlikte, "Bir Taarruz", “Garaz”, “Yatık Emine” "Cer Hocası" ve “Boz
Eşek” adlı hikâyeleri beğendim. Bu hikâyelerin her biri müstakil bir
inceleme gerektirecek nitelikte. Ancak, Anadolu halkının ahlaki durumu,
Karay’ın anlattığı kadar gerçekten kötü müydü demekten de kendimi alamıyorum.
Kaçacağım başka kitaplardan havadisler getirmek üzere hoşça kalın.
Kaçacağım başka kitaplardan havadisler getirmek üzere hoşça kalın.
YUNİS
ELMAS
Yatık Emine'nin filmi vardır bilir misiniz, tavsiye ederim. Bence bizim uzakta bir şirin (?) bir köy zannettiğimiz Anadolu halkı o kadar kötü. Yatık Emine filminde ben de şaşırmıştım ama sora kezlerce şahit oldum..
YanıtlaSilFilmi izlemedim. Tavsiyeniz için teşekkür ederim.
SilHissedilen zaman dikkatimi çekti
YanıtlaSilÇok yerde tavsiye edildiğini görmüştüm. Bana fazla hitap etmedi. Okursanız umarım sizde daha iyi etki bırakır.
SilTavsiye değerlendirme için editöre tesekkurler
YanıtlaSilZiyaretiniz için ben teşekkür ederim.
SilDeğer katan kitap yorumlarınız için teşekkürler. Arada bende kitapları yorumlayıp, irdelemeye çabalıyorum.
YanıtlaSilZiyaretiniz ve yorumunuz için ben teşekkür ederim.
SilMemleket Hikayelerini ben de okumak istiyorum aslında , ben genç yazar okuyamadığım için :) Turk Klasikleri candır diyorum
YanıtlaSilKlasikler konusunda aynı duyguları paylaşıyorum. Zaman zaman yeni nesil hikaye ve romanlara baksam da benim için klasiklerin yerini tutmuyor hiç bir zaman.
SilGüzel kitaplar, güzel öneriler. Klasikler candır, ben de Memleket Hikayelerine öncelik veriyorum. Teşekkürler..
YanıtlaSilKlasiklere candır diyorsanız, Memleket Hikayelerini beğenerek okursunuz. Memleket Hikayeleri ile ilgili şerh düştüğüm küçük bir olumsuz değerlendirmem kişisel değer yargılarımla ilgili. Yoksa kitabın edebi değeri ile ilgili değil.
Sililk iki kitap çok iyimiş belli. senin ilgilendiğin konular ayrıca evet :) skomsvold un romanı iyidi, diğer romanı 33 de iyi. evet uzak gelebilir biraz doğru, kuzey edebiyatının kendine has soğuk bir yapısı var zaten, biz akdenizlilere uzak bir kültür. ama yazar iyi. karay hiç okumadım aklımda okuycam, tişkir yaa :)
YanıtlaSilHissedilen Zaman fazla deneysel ve teknik bir anlatım olduğu için Hızlandıkça Azalıyorum ise belki daha farklı ve daha fazla bir beklentiyle okumaya başladığım için olsa gerek tam da aradığım kitaplar olmadı benim için. 33' de aklımda olan bir kitap. Ziyaretiniz için teşekkürler.
SilTavsiyeler için teşekkürler. Mutsuz olmak , Memleket hikayelerini önceliğim olacak.
YanıtlaSilUmarım beğenerek okuyacağınız kitaplar olur. Kitaplara Kaçanlara olan bu ilk ziyaretiniz için teşekkürler.
SilMutsuz olmak,bize eğtimlerde de önerilmişti.Sanırım blogumda da yazdım.Çok severek okumuştum
YanıtlaSilBloğunuz da bu kitap hakkında, bu kitap değilse bile yazarın başka bir kitabı hakkında yazınızı okuduğum hatırlıyorum. Ziyaretiniz için teşekkür ederim.
Sil1.ve 2. Kitap tam benlik.Not aldım.
YanıtlaSilTeşekkürler 😊
Hissedilen Zaman çok büyük beklentime rağmen bana çok hitap etmedi. Umarım sizin beğenerek ve faydalanarak okuyacağınız bir kitap olur.
SilHepsi dikkatimi çekti notlarımı aldım. Anadolu'nun ahlakı durumu belki çok fazla çevre baskısı olduğu için normaldir. Küçük şehirler de insanların en ufak yanlış hareketi yanlış anlaşılmalara çok büyük felaketlere sebep olabilir.
YanıtlaSilYukarıda bahsettiğim gibi, Hissedilen Zaman ve Hızlandıkça Azalıyorum beklentilerimi karşılayan kitaplar olmadı. Memleket Hikayelerinde ise, edebi değerinden bağımsız bir şekilde, kişisel değer yargılarımın da etkisi altında bazı karakterler ve anlatılan olaylar nedeniyle hoşuma gitmeyen hikayeler olduğu gibi çok beğenerek okuduğum hikayelerde oldu. Umarım sizin için beğenerek okuyacağınız kitaplar olur.
SilGerçekten bazı hikaye karakterleri ve hikayelerin geçtiği ortam bana hitap etmedi. Tabi bu tüm hikayeler için geçerli değil. Hoşum giden hikayeler de oldu.
YanıtlaSilMutsuz Olmak kitabı benim de ilgimi çekiyor, birkaç yerde gördüm sanırım alıp okuyacağım. Hızlandıkça Azalıyorum hakkında da sizinle benzer görüşler okudum, bu yüzden kitabı okumayı erteledim
YanıtlaSilMutsuz Olmak umarım beğenerek okuyacağınız bir kitap olur. Ziyaretiniz için teşekkür ederim.
SilKitapların hepsi de çok güzel,tanıtım için çok teşekkür ederim ..Mutsuz Olmak kitabı ilgimi çekti.Mutluluğun bir ödev gibi toplum tarafından bize dayatılmasına ben de karşıyım. Bu nedenle kitabı okumak isterim .
YanıtlaSilMutsuz Olmak kitabını umarım beğenerek okursunuz. Ziyaretiniz için teşekkür ederim.
SilMemleket Hikayeleri çok iyidir bana göre. Ve yine bana göre halkın gerçeğini yansıtıyorlar maalesef. Evde annelerimizin filan izlediği Müge Anlı vb. programlara bir göz atın, neler göreceksiniz... Bizim şu anki bataklığımızın bir temeli olmalı değil mi bilimsel olarak?
YanıtlaSilÇok zoruma gitse de durum bu bence:(
Bu Norveç edebiyatı da son zamanlarda parlatılanlardan. Doppler'i bu vesileyle alıp okudum ama bize verecek bir şeyi olmadığı gibi vasat denilebilecek bir anlatım:)
Üzücü ...
SilDoppler çok iddialıydı. Konu olarak da çok ilgimi çekmişti, ancak kitaptaki kurgu ve anlatım aynen Hızlandıkça Azalıyorum da hissettiklerime eş değerdi. Zaten, Doppler'in devam kitabı da çokça eleştirildiği için okumadım.
Yorum ve katkınız için teşekkürler.
Hissedilen Zaman isminden dolayı ilgimi çekti. Kitapların arasından sadece Memleket Hikayeleri 'ni okumuştum.
YanıtlaSilHissedilen Zaman umarım sizin hoşunuza gider. Nitelikli bir kitaptı, ancak bana hitap etmedi. Ziyaretiniz için teşekkürler.
SilMemleket Hikayeleri benim de okumak istediklerim arasında. Mutsuz Olmak kitabını severek okumuştum. Hatta kitap hakkında yazdıklarım blogumda çok okunanlar arasında. Hıslandıkça Eksiliyorum da ilgimi çekti.
YanıtlaSilAz önce bloğunuzdaki yazıyı okudum. Beğenilen bir kitapta buluşmak güzel bir duygu.
SilZiyaretiniz için teşekkürler.
Kitap seçimi çok güzel. Mutsuz olmak, mutluluk kavramına gerçekçi bir bakış açısı geliştirmiş. bundan dolayı kitabı tuttum doğrusu. Çok teşekkürler.
YanıtlaSilBeğeneceğinizi umuyorum. Ziyafetiniz için teşekkür ederim.
SilHissedilen Zaman tam benlik gibi görünüyor. Refik Halit Karay okul ve sınavlar dolayısıyla çok üzerinde durmam gereken bir yazarımız, bu yazıyı okuduktan sonra nedense roman tekniği kafama tam oturdu. Emeğinize sağlık. :)
YanıtlaSilYaptığım bazı kişisel çekincelerime rağmen, kitaplarda bir istek uyandırmışsam ne mutlu.
SilKitaplara Kaçanları ziyâret ettiğiniz için teşekkür ederim.
Hızlandıkça Azalıyorum'u ben kişisel gelişim tarzında bir kitap sanmıştım. Roman olduğunu ve konusunu okuyunca çok şaşırdım.
YanıtlaSilKitap ismi ve kapak resmi le çok dikkat çekici. Doğru, kişisel gelişim kitabınıda andırıyor. Kitap hakkında çok övgü okudum, ancak bana hitap eden bir kitap olmadı.
SilZiyaretiniz için teşekkür ederim.