BİR KİTAP BİR ALINTI- 3 (DİRİLİŞ-TOLSTOY)
"Bahar, kentte bile yine bahardı"
Tolstoy'un okuma serüvenimde izler bırakan “Diriliş” adlı romanında, Prens Nehludov hizmetçi Maslova’ya karşı geçmişte
yaptığı hatasını yıllar sonra jüri olarak katıldığı ve Maslova’nın yargılandığı mahkeme salonunda fark eder. Yaşadığı vicdan azabının etkisiyle, Maslova'ya yardım etmek ve sahip olduğu serveti ile şöhretini işlediği günaha diyet olarak ödemek ister.
Maddi hazlarla öldürülen bir ruhun, yıllar sonra çekilen vicdan azabıyla yeniden dirilişinin anlatıldığı, özellikle Maslova’nın yargılandığı bölümlerde dönemin hukuk ve yargılama sürecinin eleştirildiği Tolstoy'un bu eserinin ilk paragrafı kitabın temasını özetler mahiyette:
“Küçük bir yerde birkaç yüz bini bir araya gelmiş inşalar, üzerinde toplandıkları toprağı ne kadar bozmaya çalışmış, hiçbir şey yetişmesin diye taşlarla doldurmuş, taşların arasından uç veren otları yolmuş, ortalığı kömür ve petrol dumanına boğmuş, ağaçların orasını burasını kesmiş, tüm hayvanları ve kuşları kaçırmış olsalar da bahar, kentte bile yine bahardı. Güneş ısıtıyordu. Kökünden sökülmemiş otlar, yalnızca bulvarlardaki çimenliklerde değil, kaldırım taşlarının arasında da canlanarak büyüyor ve yeşeriyordu, akağaçlar, kavaklar, kuş kirazları yapışkan ve kokulu yapraklarını çıkarıyordu, ıhlamurların tomurcukları patlamak üzereydi; alacakargalar, serçeler ve güvercinler, bahar sevinciyle yuvalarını kurmuşlardı. Karasinekler güneşin ısıttığı duvarların önünde vızıldıyorlardı. Bitkiler de, kuşlar da, böcekler de, çocuklar da neşeliydi. Fakat insanlar, büyük, yetişkin insanlar, kendilerini ve birbirlerini aldatmaktan vazgeçmiyorlardı. İnsanlar, bu ilkbahar sabahını, tüm canlıların iyiliği için yaratılmış olan dünyanın bu güzelliğini, barış, dirlik düzenlik ve sevgi çağrıları yapan bu güzelliği değil, birbirlerine üstün gelmek için kendi uydurdukları şeyleri kutsal ve önemli sayıyorlardı.”
Kitap: Diriliş / Tolstoy
Maddi hazlarla öldürülen bir ruhun, yıllar sonra çekilen vicdan azabıyla yeniden dirilişinin anlatıldığı, özellikle Maslova’nın yargılandığı bölümlerde dönemin hukuk ve yargılama sürecinin eleştirildiği Tolstoy'un bu eserinin ilk paragrafı kitabın temasını özetler mahiyette:
“Küçük bir yerde birkaç yüz bini bir araya gelmiş inşalar, üzerinde toplandıkları toprağı ne kadar bozmaya çalışmış, hiçbir şey yetişmesin diye taşlarla doldurmuş, taşların arasından uç veren otları yolmuş, ortalığı kömür ve petrol dumanına boğmuş, ağaçların orasını burasını kesmiş, tüm hayvanları ve kuşları kaçırmış olsalar da bahar, kentte bile yine bahardı. Güneş ısıtıyordu. Kökünden sökülmemiş otlar, yalnızca bulvarlardaki çimenliklerde değil, kaldırım taşlarının arasında da canlanarak büyüyor ve yeşeriyordu, akağaçlar, kavaklar, kuş kirazları yapışkan ve kokulu yapraklarını çıkarıyordu, ıhlamurların tomurcukları patlamak üzereydi; alacakargalar, serçeler ve güvercinler, bahar sevinciyle yuvalarını kurmuşlardı. Karasinekler güneşin ısıttığı duvarların önünde vızıldıyorlardı. Bitkiler de, kuşlar da, böcekler de, çocuklar da neşeliydi. Fakat insanlar, büyük, yetişkin insanlar, kendilerini ve birbirlerini aldatmaktan vazgeçmiyorlardı. İnsanlar, bu ilkbahar sabahını, tüm canlıların iyiliği için yaratılmış olan dünyanın bu güzelliğini, barış, dirlik düzenlik ve sevgi çağrıları yapan bu güzelliği değil, birbirlerine üstün gelmek için kendi uydurdukları şeyleri kutsal ve önemli sayıyorlardı.”
Kitap: Diriliş / Tolstoy
Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları,
Sayfa; 3
Bu paragrafı ara ara okurum ve her okuyuşumda içimde bir ümit doğar. Şehirlerde ve insani değerlerdeki yozlaşma hayatımızı bir ahtapot gibi kuşatmış olsa da bahar kalplerimize de gelecek elbet. Üstü örtülüp unutulan iyilik ve güzellikler, inceden inceye büyüyüp her yanı saran kötülüğe galebe çalacaktır elbet. Çünkü; şairin dediği gibi "Ne yapsalar boş göklerden gelen bir karar vardır"
S.KARAKOÇ, un “Sürgün Ülkeden Başkentler Başkentine” başlıklı şiirinin son bölümü ile veda ediyorum.
“Sakın kader deme kaderin üstünde bir kader vardır
Bu paragrafı ara ara okurum ve her okuyuşumda içimde bir ümit doğar. Şehirlerde ve insani değerlerdeki yozlaşma hayatımızı bir ahtapot gibi kuşatmış olsa da bahar kalplerimize de gelecek elbet. Üstü örtülüp unutulan iyilik ve güzellikler, inceden inceye büyüyüp her yanı saran kötülüğe galebe çalacaktır elbet. Çünkü; şairin dediği gibi "Ne yapsalar boş göklerden gelen bir karar vardır"
S.KARAKOÇ, un “Sürgün Ülkeden Başkentler Başkentine” başlıklı şiirinin son bölümü ile veda ediyorum.
“Sakın kader deme kaderin üstünde bir kader vardır
Ne yapsalar
boş göklerden gelen bir karar vardır
Gün batsa ne
olur geceyi onaran bir mimar vardır
Yanmışsam
külümden yapılan bir hisar vardır
Yenilgi
yenilgi büyüyen bir zafer vardır
Sırların
sırrına ermek için sende anahtar vardır
Göğsünde
sürgününü geri çağıran bir damar vardır
Senden umut
kesmem kalbinde merhamet adlı bir çınar vardır”
Başka bir yazıda görüşmek üzere, hoşça kalın.
Başka bir yazıda görüşmek üzere, hoşça kalın.
Yunis ELMAS
O bahar kalplerimize de bir an evvel gelsin diye dua edenlerdenim... insan vegi ve doğa temalı olduğundan olsa gerek bu tarz betimlemeler bana çok sıcak geliyor... yine bir şiirde bir cümle yanılmıyorsam şöyle bitiyordu... " özlemek olmasa kavuşmak neye yarar " kalplerimize gelecek olan baharı özledik...
YanıtlaSilBaharın kalplerede gelmesi ve bu özlemin bitmesi dileği ile ... Güzel yorumunuz için teşekkürler.
SilKapitalizm sokaklarda köpek gezdirmeyi modernleşmeyle mutabık gördü ama otoyolda at koşturma düşüncesini dehşetle reddetti. Sütünden etinden yararlanacağı hayvanları reddetti kendisine süt ve et vereceği hayvanları başının üstüne koydu. Kendisi et yemekten vazgeçmedi ama etini yemediği hayvanları sevdi. Borsa binalarına boğa figürlerini işledi ama kentte bir inek ile geçim tutmaya tahammül edemedi. Bir helal geçim arayışı olarak koyun çobanlığını küçümsedi ama israf tasavvuru olarak sabah akşam köpeğine çobanlık yapan adamı benimsedi.
YanıtlaSil/Lütfi BERGEN
Yani demem o ki abi;
Çamurdan yapılmış oyuncak arabasının alınıp onun yerine plastik araba verilen çocuk gibiyiz, sevinçliyiz ama asla bir daha çamurdan araba yapmayacağız.
Gercekten bir daha çamurdan araba yapamayacağız, yapamayacaklar mı çocuklarımız Mustafa... Keşke yanılıyor olsan ...
SilYanılmayı çok isterim ama ne yazık ki beni yanıltacak bir belirti yok abi.
SilBen sizi izlediğimi sanıyordum,yeni fark ettim izlemediğimi :( Lütfen kusuruma bakmayın.Yazılarını okuyordum ama izlemeye almayı unutmuşum :(
YanıtlaSilÖnemli değil. Zaten yayınların bir çoğunu yorumlarınızla destekleriniz zaten. Yinede bu hassasiyetiniz için ayrıca teşekkürler.
SilAlıntı paragrafı okuyunca içimde bir yerlerde hala bir umut kırıntısı olduğunu gördüm. Çok teşekkür ederim :)
YanıtlaSilBu umut kırıntılarının dahada büyümesi dileğiyle ... Teşekkürler.
SilKaleminize sağlık 😊 bahar sanki insanların kalplerinde kaldı o kadar çok mevsimlerin de ruhu birbirine karıştı ki, aynı gün içinde dört mevsim etkileri yaşanırken insanların ruhlarına da etki eden duygu karmaşası yalnızca
YanıtlaSilGüzel yorumunuz için teşekkür ediyorum .
SilKlasiklerin hissettirdiği duyguları çoğu kitap hissettiremiyor.
YanıtlaSilSize katılıyorum. Klasiklere benim vazgeçemediğim kitaplardır. Yorumunuz için teşekkürler.
SilDerin adamsın vesselâm. Günümüz dünyasına ilişkin yerinde bir tespit olmuş. Dediğin gibi "Bahar kalplerimize de gelecek elbet".
YanıtlaSilSağlıcakla kal.
Eyvallah can dostum. Birde yorumda ismini yazmayı öğrenebilsen. ☺
SilÇoook güzel ve anlamlıydı. İnsanoğlu ne kadar yakıp yıkmak istese ve yapsa da doğa direnmekte. Ve göklerden gelecek karar bir gün yürürlüğe girecek. Bu umutla yaşıyoruz. Dileriz ki çok uzakta olmasın. Selamlarımla.
YanıtlaSilUmudunuzu yitirmemeniz dileği ile ... Teşekkürler.
SilTumyapraklar dökülse de yine bahar gelir..!Baharlar daimidir;yok olanlar ve göç edenler olsa da ..!?SEVGİLER SAYGILAR D.U
YanıtlaSilKitaplara Kaçanları ziyaret edip yorum yazdığınız için teşekkürler.
Siltolstoy en sevdiklerimden yaa balzakla birlikte. diriliş de ivit. tolstoyun hayatı da çok ilgiinç :)
YanıtlaSilBu defa, Balzac'ın bir eseri ile ilgili yayın gelecek. Yine beklerim. Yorumlarınız için teşekkürler.
SilRastladığıma çok sevindim bu yazınıza. Bu kitabını okumamıştım zira.
YanıtlaSilSon zamanlarda daha çok Tolstoy dinlediğimden mi acaba? Malum, torun Victoria Tolstoy da müzikte çok iyi :)
Bunu bilmiyordum. Bende bunu öğrendiğime sevindim. Kitaplara Kaçanları ziyaret ettiğiniz için teşekkürler.
Silumut etmek ne güzel , benim artık yavaş yavaş tükenmekte ... Tolstoy , 100 yıl sonra da okunsa o sebepten sevilir, çünkü zamansızdır yazdıkları ...
YanıtlaSil"En son umut ölür" der Bilge kral Aliya. Umudunuzun tükenmesine izin vermeyin.
Silklasikleri okumayı çok seven bir okur olarak paylaşımınıza teşekkürler...
YanıtlaSilKlasikler benim vazgeçemediklerimdir. Yorumunuz için ben teşekkür ederim.
SilTolstoy hayatını buna adamış... Ne diyeyim, umutlu insanlar çoğalsın inşallah, bende pek yok.
YanıtlaSilBu temenniniz bile içinizde umut olduğunu söylüyor. Umut etmek insana has bir özellik. Yorumunuz için teşekkürler.
SilÇocukluğunu kim istemez ki. Güzel yoruhunuz için teşekkür ederim.
YanıtlaSilSırf şu hengameden kaçıp kurtulmak için ara ara kırsal kesimlere yerleşesim gelmiyor değil açıkçası :)
YanıtlaSilGüzel bir yazı olmuş , elinize emeğinize sağlık efendim :)
Kitaplara Kaçanları ziyaret edip yorum yazdığınız için teşekkürler. Şehir hayatından bunalan herkesin gönlünden geçer kırsal yerlere yerleşmek, ancak gerçekleşmesi zor bir hayaldir bize kalan
SilBu paragrafı okuyunca aklıma artık köylerin bile şehir gibi olmaya başladıkları geldi. Maalesef değerlerimize sahip çıkmak konusunda sınıfta kalıyoruz.
YanıtlaSilMaalesef çok haklısınız. Bir çok köyde betonlaşma kurbanı olmuş durumda. Köylere özgü otantik bir kültüre neredeyse rastlama imkansız. Kitaplara Kaçanları ziyaret ettiğiniz için teşekkür ederim.
SilEn sevdigim yazarlardan biridir. Tekrar tekrar okuyabilirim 😊
YanıtlaSilTolstoy'u bende severek okurum. Kitaplara Kaçanları ziyaret ettiğiniz için teşekkür ederim.
SilGüzel bir alıntı,güzel mısralar,birbirini ne de güzel tamamlamışlar .Aldatan insanlar gerçeğinden ,senden umut kesmem inancına ne hoş bir bağlama olmuş.
YanıtlaSilGüzel yorumunuz için teşekkür ederim.
Silİyi ki tabiata çok fazla müdahale edemiyoruz. Paragraf da şiir de çok güzel paylaştığınız için teşekkürler :)
YanıtlaSilYorumunuz ve ziyaretiniz için ben teşekkür ederim.
SilNitelikli kitap tavsiyeleriniz için teşekkürler. Henüz okumadığım kitaplardan ve dikkate alacağım. Mutlu yıllar ve iyi okumalar
YanıtlaSilSizede mutlu yıllar. Yorumunuz için teşekkür ederim .
Sil"Kalplerin baharı" güzel bir betimleme, sevdim...
YanıtlaSilBeğenmenize memnun oldum . Yorumunuz için teşekkür ederim.
SilSezai Karakoç'un şiiri benim de sevdiklerim arasında :)
YanıtlaSilÇok güzel bir şiir. Yorumunuz için teşekkür ederim
SilMerhabalar,
YanıtlaSilGeçtiğimiz günlerde Tolstoy’un ‘’Din Nedir’’ adlı kitabını bitirdim ve kitaptan en sevdiğim alıntıları bloğumda paylaştım. Okumak isterseniz sizinle de paylaşmayı isterim: http://www.ebrubektasoglu.com/yazi/tolstoyun-din-nedir-adli-kitabindan-10-etkileyici-alinti/
En sevdiğim alıntı şu olmuştu:
‘’İnsanların çoğunluğu onu yapıyor diye yanlış, yanlış olmaktan çıkmaz.’’
Sevgilerimle, edebiyatla kalın.